ANSİKLOPEDİLERDE ADALAR (8)
Artık pek de yararlanılmayan ansiklopedilerden “Adalar” maddelerini ve adalarla ilgili diğer maddeleri bu yazı dizisi altında toplayacağız. Bariz yazım hatası dışında yazarın özgün imlası korunacak ve yazıldığı dönemin yazı ruhu bozulmayacaktır. Maddeyi Nejat Gülen kaleme almış. Gayet kısa ve özlü anlatmış. Ama keşke ada şu anda da tamamen boş ve ıssız kalabilseydi hâlâ. Yassıada’da yaşanan katliam Sivri’ye de geçti. Artık istiridye ve çok çeşitli balıklar barınamıyor.
Melih DALBUDAK, 21/07/2019, Kınalı
DÜNDEN BUGÜNE İSTANBUL ANSİKLOPEDİSİ, “SİVRİADA”MADDESİ, 1994
Hayırsızadalar’ın İstanbul’a en yakın, Adalar’a en uzak ve en batıda olanıdır.
Bir piramide benzediği için Sivriada diye tanınır. Eski adı, yine “sivri” anlamına gelen Oxia’dır. Pek küçük bir ada olup, 90 m yüksekliğindedir. Denizden çıkan bir dağın sivri ucudur. Kendisine en yakın olan ada 1,7 km mesafedeki Yassıada’dır.
Adanın güney yönünde küçük bir limanı, tonozlu tatlı su kuyusu vardır, tepesinde bir fener bulunur. Adanın çevresi çok akıntılıdır. Sarayburnu’ndan gelip Kapıdağı Yarımadası’na doğru giden şiddetli bir akıntı adanın yakınından geçer.
Ada yakınlarında istiridye, midye ve çok çeşitli balık bulunur, Sivriada bir balıkçı adasıdır.
Bizans döneminde diğer adalara olduğu gibi bu adaya da çeşitli zamanlarda, kimisi gözlerine mil çekilen, kimisi büyük işkencelere uğrayan prensler ve din adamları sürgün edilmiştir.
Sürgünlerin dışında, özellikle 9-12. yy’lar arasındaki dönemde, bu ada inzivaya çekilmek İsteyen keşişlerin ve yüksek rütbeli din adamlarının tercih ettikleri bir yer olmuştur.
Sivriada’daki manastır melek Mihail’e adanmıştır ve bu manastırın varlığı 10. yy’dan beri bilinmektedir. Manastırın 2 kilisesi, Mihail Kilisesi ile 5 azize (Luldanos, Kaludius, İpotius, Pavlos ve Dionisios) adanmış olan küçük bir kiliseydi. Bugün adada hâlâ bu kiliselerin izlerine rastlanmaktadır.
Latin korsanları ve Haçlı seferleri sırasında İstanbul’a gelenler, öteki adalarla birlikte bu küçük korunmasız adadaki manastır ve kiliseleri de yağmalamışlardır.
Bizans ve Osmanlı dönemlerinde İstanbul’daki bazı yapılar için bu adanın taşlarından yararlanılmıştır. Haydarpaşa Rıhtımı yapılırken bu adadan taş getirtildiği gibi, 1960’lı yıllarda yeni yapılan mendirekler için de Sivriada’nın taşlan kullanılmıştır.
1911’de İstanbul’un başıboş köpeklerinin bu adaya sürülmesi ve bu köpeklerin birbirlerini yiyerek açlıktan feci şekilde ölmeleri de Sivriada tarihinin önemli olaylarındandır. Ada bugün tamamen boştur.
NEJAT GÜLEN