röportaj

Adanın Delinimetleri – III

Portreler Tuba Nur Bakaçhan   Adayla içmek arasında bir şey var mı? İçmekle mi deniz arasında? Bir münasebetle ada. Denize bakmak ve rakı. Denize girmek ve bira. Denizi düşünmek ve şarap. Denizden bahsetmek ve ne olursa. İçmek her hâli güzel kılar nasılsa. “Mümkün mertebe.” Denize çok yakın olduğumuz için mi …

Oku

Adanın Delinimetleri – II

Portreler Tuba Nur Bakaçhan   Bazen şey olur… birini sadece bir yerde görüyorsanız onu sadece oradayken tanıyabilirsiniz. Pazardaki biberci Osman’la mesela Kadıköy’de bir eczanede karşılaşırsam vay halime. Saatler, günler boyu düşünebilirim (düşündüm) kim olduğunu. Tanıyorum çünkü. Çok iyi biliyorum bu yüzü. Ama o yüz… Siz… Yok, olmaz bir türlü. Dur, …

Oku

Adanın Delinimetleri – I

Portreler   Tuba Nur Bakaçhan Nereye gidersek gidelim sonunda buraya döneceğiz. Dönüyoruz. Hatta (salgın yüzünden artık) pek bir yere gitmiyoruz bile. Sevdiğimiz, sevmediğimiz her şeyiyle bildiğimiz, özlediğimiz, küfrettiğimiz, yaşadığımız yer burası. Ada. Köşebaşından dönünce burun buruna geldiğimiz kişiye çok şaşırmıyoruz. Selam veriyoruz veya vermiyoruz. Eskiden hep verirdik. “Günaydın.” Bir günde …

Oku

Heybeliada kütüphanesini istiyor…

Heybeliada’da yaşayanlar uzun süredir kullanılmayan kütüphane binasını, 2013’ten bu yana yine kütüphane olarak geri kazanmaya çalışıyor. Geçmişte 30 yıla yakın bir süre kütüphane olarak hizmet veren ve Adalılar’ın kütüphane olarak bildiği Triandafilidis Köşkü, Heybeliadalılar’ın çabalarıyla bahçesine çöp boşaltılan ve yıkılmak üzere olan bir bina olmaktan kurtuldu.  2008’den bu yana boş olan  binanın tekrar kütüphane olarak hizmet vermesi …

Oku

Atların Acılarını Uzatmadan Sorun Çözülmeli…

Abdullah Onay – Heybeliada Adalar’daki fayton ve faytonculuk uzun zamandır tartışma konusu. Tartışmaların taraflarından biri de hayvan hakları savunucuları. Geçmiş yıllarda “Faytona binme, atlar ölüyor”  çağrısıyla bir dizi eylemler gerçekleştiren hayvan hakları savunucuları, atlar yerine elektrikli faytonlar kullanılmasını öneriyor. Eylemlerde gördüğümüz yüzlerden biri de Heybeliada sakinlerinden Abdullah Onay. Sokak hayvanları için, …

Oku

Dayday: “İstanbul’dan İyidir Burası”

Kınalı’da herkesin Dayday namı ile bildiği bakkal Battal Kabakulak ile gelmişten geçmişten, günümüzden konuştuk. Melih Dalbudak – Kınalıada, 22 Eylül 2015 Dayday: Ben Battal Kabakulak. 1985-86’da Kınalıada’ya geldim. Gelme nedenim, İstanbul’daki işlerimin zayıflaması ve ters gitmesiydi. Olan borçlarımı ödemek üzere, Kınalı’da Prenses Şarküteri olarak görev yapan, hizmet veren dayıoğlumun önünde tezgâh …

Oku

Mısra: “Çünkü adalar küçük olur…”

Sabina Mısra Güngör ile Ada’da Yaşamak Üzerine…  Melih Dalbudak – (Kınalıada – 12 Eylül 2015) Mısra 9 yaşında, 7 yıldır Kınalıada’da yaşıyor. Annesi Romanyalı bir tiyatro sanatçısı Dorina Maria Haranguş, babası Türkiyeli bir öğretmen Ramazan Güngör. Almanya’da devam ettirecekleri hayatlarına başlamadan, adadan ayrılmadan önce Mısra’yla adayı, hayvanları, arkadaşlıkları, çocuk olmayı konuştuk.  …

Oku