Adanın Delinimetleri

Adanın Delinimetleri – III

Portreler Tuba Nur Bakaçhan   Adayla içmek arasında bir şey var mı? İçmekle mi deniz arasında? Bir münasebetle ada. Denize bakmak ve rakı. Denize girmek ve bira. Denizi düşünmek ve şarap. Denizden bahsetmek ve ne olursa. İçmek her hâli güzel kılar nasılsa. “Mümkün mertebe.” Denize çok yakın olduğumuz için mi …

Oku

Adanın Delinimetleri – II

Portreler Tuba Nur Bakaçhan   Bazen şey olur… birini sadece bir yerde görüyorsanız onu sadece oradayken tanıyabilirsiniz. Pazardaki biberci Osman’la mesela Kadıköy’de bir eczanede karşılaşırsam vay halime. Saatler, günler boyu düşünebilirim (düşündüm) kim olduğunu. Tanıyorum çünkü. Çok iyi biliyorum bu yüzü. Ama o yüz… Siz… Yok, olmaz bir türlü. Dur, …

Oku

Adanın Delinimetleri – I

Portreler   Tuba Nur Bakaçhan Nereye gidersek gidelim sonunda buraya döneceğiz. Dönüyoruz. Hatta (salgın yüzünden artık) pek bir yere gitmiyoruz bile. Sevdiğimiz, sevmediğimiz her şeyiyle bildiğimiz, özlediğimiz, küfrettiğimiz, yaşadığımız yer burası. Ada. Köşebaşından dönünce burun buruna geldiğimiz kişiye çok şaşırmıyoruz. Selam veriyoruz veya vermiyoruz. Eskiden hep verirdik. “Günaydın.” Bir günde …

Oku