Sivriada

Sivriada için bir iptal kararı daha: Bırak Issız Kalsın!

Yassıada’nın ardında Sivriada’da hazırlıkları devam eden inşaat süreci bir  İstanbul 2. İdare Mahkemesi tarafından durduruldu.

Şehir Plancıları Odası ve Mimarlar Odası’nın Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından hazırlanan planların iptali için davada 28.Kasım.2019 günü karar veren mahkeme açtığı, Sivriada’nın doğal, kültürel ve arkeolojik niteliklerinin korunması gerektiğine karar vererek inşaat sürecinin başlamadan durdurulmasına karar verdi.

Sivriada’nın kuşların, balıkların, üzerinde yaşayan tüm canlıları yuvası olduğunu bir kez daha karar altına alan mahkeme kararı, adanın korunması için örnek bir karara imza attı. Geçtiğimiz Temmuz ayında Anayasa Mahkemesi’nin Yassıada ve Sivriada’ya ilişkin 2013 yılında çıkartılan Kanun Hükmünde Kararname’nin ilgili hükümlerini iptal etmesinin ardından, 2.İdare Mahkemesi’nin aldığı son karar uyarınca Sivriada’daki tüm yapılaşma girişimlerinin durdurulması ve Sivriada’daki konteynerların derhal kaldırılması gerekiyor.

Karar ve açıklaması şu şekilde:

 

SİVRİADA’YA İLİŞKİN KORUMA AMAÇLI NAZIM VE UYGULAMA İMAR PLANLARI İPTAL EDİLDİ

28. 11. 2019
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın 23.08.2017 tarih ve 9992 sayılı kararıyla onanan İstanbul ili, Adalar İlçesi, Heybeliada Mahallesi 97 ada 1 no.lu parsele (Sivriada) ilişkin, Kıyı Yapılarını da kapsayan 1/5000 ölçekli Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı ve 1/1000 ölçekli Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planı, 03.10.2017 – 01.11.2017 tarihleri arasında 30 gün süre ile İl Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü binasında askıya çıkarılmıştır.

Dava konusu planlar usul bakımından planların farklı ölçekleri ve bu ölçeklerin gerektirdiği planlama yaklaşımlarının ve niteliklerinin birbirine uyumu konusundaki “kademeli birliktelik” ilkesine uymamaktadır. Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliği 7. Madde 1. Fıkra j. Bendinde “Planların hazırlanmasında plan türüne göre katılım sağlanmak üzere anket, kamuoyu yoklaması ve araştırması, toplantı, çalıştay, internet ortamında duyuru ve bilgilendirme gibi yöntemler kullanılarak kurum ve kuruluşlar ile ilgili tarafların görüşlerinin alınması esastır.” denmekte olup, dava konusu plan raporunda ilgili yönetmelik maddesinde belirtilen çalışmaların yapılmadığı görülmekte ve mevzuata aykırılık içermektedir. Dava konusu 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı ve 1/1000 ölçekli Uygulama İmar planı incelendiğinde, mevzuat tarafından belirtilen teknik hususların göz ardı edildiği görülmektedir.78674036_2599206063482204_1920935461849661440_n-2

Dava konusu planlar, halihazırda yerleşimin olmadığı, az sayıda ve kullanılmayan yapılar ve tarihi kalıntılar barındıran bir ada kara parçasına ilişkindir. Ayrıca söz konusu alan gerek kıyı bölgesinde gerekse ada kara parçası üzerinde korunması ve sürdürülmesi gerekli doğal-ekolojik bir değere sahiptir. Bu nedenle söz konusu alana dair yapılacak plan değişikliklerinde öncelikli hedefin kamusal nitelik ve adalar bütünlüğünü dikkate alması; doğal, ekolojik ve tarihi değerlerin olası yeni fiziksel yapılaşmalarla tahrip olmamasını sağlayacak, kıyı kesimindeki deniz altı flora ve faunasını gözetecek, kitlesel insan akımlarını cezbedici fonksiyonel önerilerden kaçınacak bir planlama anlayışını gözetmesi gerekmektedir. Ancak davaya konu plan değişiklikleri bu hassasiyetlerden ve bütüncül planlama yaklaşımlarından uzak, büyük sermaye yatırımları için ayrıcalıklı imar koşulları yaratacak şekilde düzenlendiğinden kamusal nitelik ve adaların planlama bütünlüğü çerçevesinde yeniden ele alınması gerekmektedir.

Bu durumda, dava konusu koruma amaçlı nazım imar planı ve koruma amaçlı uygulama imar planlarınınİstanbul V Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun 09.12.2009 tarihli ve 2201 sayılı kararı uyarınca “II. Derece Doğal Sit Alanı ve III. Derece Arkeolojik Sit Alanı” niteliğinde olduğuna karar verildiği görülmüş olup, meri planların hazırlanması esnasında davalı idarece planların hazırlanmasına dair usul ve süreç bakımından esas alınan 3996 sayılı Bazı Yatırım ve Hizmetlerin Yap-İşlet-Devret Modeli Çerçevesinde Yaptırılması Hakkında Kanuna 03.04.2013 tarihli, 6456 sayılı Kanunun 27. maddesi ile eklenen Ek 2. maddenin 3. fıkrasının, “Sivriada’da yapılacak olan planlama, imar ve inşaat uygulamaları ile diğer düzenlemeler 4/4/1990 tarihli ve 3621 sayılı Kıyı Kanunu hükümlerine ve diğer mevzuatta yer alan kısıtlama ve prosedürlere tabi değildir.” hükmündeki “…Sivriada’da…” ibaresinin Anayasa Mahkemesi’nin 26.06.2019 tarihli, E:2018/70, K:2019/54 sayılı kararı ile iptaline karar verildiği görülmüş olup, planlama alanı doğal ve arkeolojik sit alanı özelliği taşımasına rağmen, 3621 sayılı Kıyı Kanunu hükümlerine ve diğer mevzuatta yer alan kısıtlama ve prosedürlere tabi tutulmaksızın gerçekleştirilen planlamaya dair dava konusu işlemlerde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Açıklanan nedenlerle, dava konusu işlemlerin 2. İdare Mahkemesince iptaline karar verilmiştir.

About 9ada1deniz

Check Also

Dünya’nın en kuzeyindeki ada keşfedildi!

Grönland’da örnek toplamak için geçen ay yola çıkan bilim insanları, Dünya’nın en kuzeyindeki kara parçasını buldu. Araştırma …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir