Deniz, Ada, Özgürlük Dokuz Ada Bir Deniz
Adalar’da marinaya hayır!
Seçimler yaklaştıkça kendilerini “çılgın projeler” üretmek zorunda hisseden belediye başkan adaylarının hesapsız, kitapsız, plansız ve önünü arkasını düşünmeden ortalığa döktükleri vaatler, her yerel seçim sonrasında kentlerimizi birer beton yığınına, yaşam alanlarımızı devasa çöplüklere ve hırsızların cirit attığı birer rant denizine dönüştürüyor.
Geçmiş seçimlerde olduğu gibi 30 Mart 2014 yerel seçimlerinde de çeşitli adaylar halka danışmadan hazırladıkları yeni “çılgın” talan projeleriyle karşımıza çıkıyor. AKP’nin İstanbul Büyükşenir Belediye başkan adayı Kadir Topbaş ve Adalar belediye başkan adayı Coşkun Özden, 4 Adaya 4 tane olmak üzere İstanbul’a toplam 10 marina yapacaklarını vaat ediyorlar! Bizler Adaların balıkçılarının, adalarda ikamet eden tekne sahiplerinin ve ada sakinlerinin fikri alınıp, ihtiyaç belirlemeden verilen bu marina kararının rant elde etmeye yönelik politikalarının son örneği olduğunu çok iyi biliyoruz.
Bütün adalarımızdaki ilkokullarımız ağır hasarlıyken, adalarımızda çocuklarımızı göndereceğimiz anaokullarımız ve kütüphanelerimiz yokken, her gün çocuklarımızı, ölüme gönderirken, dahası Adalarda tam teşekküllü bir hastane bulunmazken marina ve yat limanı projeleri yeni rant hesapları anlamına gelmektedir. Yürüyüş yollarımız, ormanlarımız ve plajlarımız telörgülerle çevrilip para verilmeden içine girilemeyen birer ticarethane haline getirilirken, şimdi de sahillerimize yeni telörgüler çekmeyi, marina alanları kondurmayı vaat edenlere sesleniyoruz!
Biz biliyoruz ki marinalar, dünyada ve Türkiye’de alışveriş merkezleri ve özel hizmetleriyle kendi içlerine kapalı, bölgede yaşayan halka hiçbir gelir getirmeyen, yandaşlara gelir sağlayacak birer ekonomik faaliyet alanıdır. Adalılara herhangi bir yararı olmayacak marina projeleri adalı küçük esnafın ve ada halkının deniz kıyısından kovulmasından başka bir sonuç doğurmayacaktır. . Türkiye’deki hangi marinaya gidip denize baksanız, deniz dibindeki hayatın nasıl yok olduğunu göreceksiniz! . Hangi marinaya gitseniz o bölgede yaşayan halkın, yaşam alanından kovulduğuna, bölgenin kültürel, doğal ve tarihi dokusunun marinalar tarafından yokedildiğine şahit olacaksınız! . Hangi marina bölgesine gitseniz, orada pahalılığın, karanlık ilişkilerin ve kirliliğin kol gezdiğini göreceksiniz! Adalar yüzlerce yıllık geçmişe sahip doğal limanlarıyla, balıkçı barınaklarıyla, kayıkhaneleriyle, bu limanlardan denize açılan denizcileri ve balıkçılarıyla, sahillerini özgürce dolduran halkı ve konuklarıyla marinalarınızı ve projelerinizi istemiyor.
Marinalar, yat limanları zenginlik ve istihdam getirecek vaatleriyle yürütülen seçim kampanyasında kendisini “çılgın” projeler yaratmak zorunda hisseden ve deniz kıyısı gördüğü her yerde inşaat yapmayı planlayan adaylara sesleniyoruz… Marina, teleferik, elektrikli araba vb. projelerden, doğamızı evcilleştirmeye, kıyılarımızı ve ormanlarımızı satılığa çıkarmaya yönelik planlardan, adalarımızın SİT alanı niteliğini gözardı eden yapay peyzaj ve kıyı düzenlemesi hesaplarından vazgeçin! En temel kent, yaşam ve insan haklarımız seçimlerin konusu değildir! Seçimden önce ve seçimden sonra bu anlayışla mücadele etmeye devam edeceğiz. Adalar Savunması – 29 Mart 2014
