Deniz, Ada, Özgürlük Dokuz Ada Bir Deniz
Huysuz İhtiyar – Heybeliada
Özel sektörde cılkı çıkan “taşeron işçilik” sorununun boyutları çok çok büyük. Bazı çalışanlar fiilen çalıştıkları şirketin değil de adını bile bilmedikleri bir taşeron şirketin işçileri olduğundan bile habersiz olabiliyor. Taşeron işçilik önce güvenlik, temizlik gibi alanlarda başladı. Hep bildiğimiz gibi can güvenliği riskli olan işkollarında, en başta da tersanelerde tavan yaptı.
Şimdilerde uluslaraşırı dünya devi şirketler de dahil her yerde var. Üstelik üniversite mezunu, geçerli meslek sahipleri bile böyle çalıştırılıyor. Bu insanlar resmen çalışıyor göründükleri şirketin adını, adresini bile bilmiyorlar çoğu zaman. Sigorta pirimlerinin ödenip ödenmediğini de. Ödeniyorsa hangi ücret üzerinden ödendiğini de.
Fiilen çalıştıkları şirket birgün onları kapının önüne koyuveriyor. Ne ihbar tazminatı var ne de kıdem tazminatı. Taşeron şirketi ara ki bulasın, bulsan da hakkını almak aslanın ağzından ekmeğini almaktan zor.
Bizim Adalar’da var mı peki böyle “yaban burjuvalar” ? (*)
İnşaat, yol-kaldırım mütahitlerinin işçileri için ayrıca taşerona da gerek yok. Onlar zaten modern köleler! Kayıt kuyuk hak getire…
Şimdi Yaban (Vahşi) burjuvaların yerini kamusal nitelik taşıyan kurumlar aldı. En başta da belediyeler!
Peki, emekten yana olması gereken -ve kendilerini öyle tanıtan- “Sosyal Demokrat (!)” belediyeler buna karşı çıkıyorlar mı? Yoo, ne gezer…
Mebzul miktarda bulunan sosyal demokrat başkan adaylarından bu konuda tek bir söz duyduk mu? Ben duymadım. Broşürler, dergi kılıgında dağıtılan propaganda malzemeleri, web sayfaları ve habire gönderilen e-postalarda var mı? Ben okumadım.
Duyan ya da gören varsa rakı ısmarlayabilirim ödül olarak. (Bu yazının yayınlanmasından sonrakiler sayılmaz, ona göre.)
Gelelim bizim Adalar Belediyesi’ne; en zor işlerden birini yapan modernleştirilmiş (!) adıyla temizlik işçileri yani bildiğimiz çöpçü kardeşlerimiz daha önceki dönemde de taşeron işçileriydi, şimdiki belediye yönetimi döneminde de. Belediye başkanının partisi ya da şahsı aynı kalsa da, değişse de onlar için değişen birşey olmayacağından da eminim.
At yarışı oynamayı bilmem, piyango bileti almam, kahvelerde kumar oynamadım hiç. Ama bu sefer oynayacağım küçük bir kumar: VAR MI BAHSE GİREN?
Notlar:
* Buna Koca sakallı Marx ‘Vaşi burjuva’ diyor. ‘Yaban burjuva’ Dr. Hikmet Kıvılcımlı’nın buluşu.
** Bir not da cabadan koyalım: Türk Dil Kurumu’nun Türkçe Sözlük’ünde taşeron şöyle tanımlanmış: (Fransızca’dan diiimize girmiş. Fransızca’da ‘tâcheron’ olarak yazılıyormuş.) Büyük bir işin bir bölümünü yaptırmayı, asıl müteahhitten üzerine alan ikinci müteahhit. Bu tanıma göre konumun birinci müteahhiti bal gibi Belediye oluyor. Var mı bir itirazınız?
