Yassıada’da açılan Özgürlük ve Demokrasi Adası değil bir doğa, tarih ve hukuk katliamı anıtıdır…
Bugün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından ziyaret edilen ve “inşaat faaliyetleri yerinde incelenerek” “Özgürlük ve Demokrasi Adası” olarak adlandırılan Yassıada gerçekte büyük bir doğa, hukuk ve demokrasi katliamı anıtı olarak Marmara Denizi’nde yükseliyor.
Bugün “demokrasi adası” olarak adlandırılan Yassıada “torba yasalarla”, koruma hukuku, demokrasi ve doğal varlıkları hiçe sayılarak, mahkemelere sunulan bilirkişi raporları göz ardı edilerek, Anayasayla korunmuş haklarımız ve Adalar halkının görüşleri çiğnenerek betondan bir “demokrasi adası” haline getirildi.
Bugün“Menderesler‘in anısına saygı duruşu”olduğu iddiasıyla törenlere ve ziyaretlere konu olan, “peyzaj düzenlemeleriyle ağaçlandırılacağı”iddia edilen, “miras alanı olarak korunduğu”söylenen Yassıada’mız doğa, tarih ve kültürel tüm nitelikleri yokedelirek bir beton adası haline getirildi.
Sivriada yokoluşun eşiğinde sırasını bekliyor, imar, siyaset, ticaret ve turizm rantı tüm Türkiye’yi ve İstanbul’u olduğu gibi Adalar’ı da sarmaya devam ediyor.
İddiaların aksine:
– İstanbul’un ve Marmara Denizi’nin doğal yaşamı ve kentsel mirası bakımından büyük önem taşıyan Yassıada’da Bizans, Osmanlı ve Cumhuriyet döneminin bütün tarihi eser ve kalıntıları tahrip edildi. Bizans ve Osmanlı dönemlerinden kalan eserlerin üzerinde vinçler ve dozerler gezdirildi, manastır, zindan, liman ve sarnıç yapıları, Osmanlı döneminden kalma şato ve ek yapıları yasa ve hukuk tanınmadan yıkıldı, Cumhuriyet döneminin mirası olan Menderes’lerin yargılandığı spor salonları, odalar “restorasyon amacıyla” yıkıldı, “sergilenmek amacıyla” yenileri yapıldı.
– Yassıada’nın topografyası ve yüzölçümü değiştirildi, doğal yaşamı, bitki örtüsü, ada-kıyı fauna ve florası dolgularla, dinamitlerle yerle bir edildi. Kuş göçleri, balık, kuş, mercan, gorgon üreme alanları, deniz akıntıları açısından büyük önem taşıyan Yassıada, Marmara Denizi’nin ortasında ölü bir beton adasına dönüştürüldü.
2013 yılında bir torba yasaya eklenen tek bir madde ile tüm ulusal ve uluslararası koruma yasalarından ve SİT statülerinden ayrılarak dönemin AKP hükümeti ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği tarafından MESA İnşaat’a havale edilen inşaat süreci boyunca yaptığımız tüm çağrılar, eylemler ve duyurular gözardı edildi. Adalılar tarafından açılan davalar yanıtsız kaldı. Dünyada eşi benzeri görülmemiş büyük bir hukuk, doğa ve tarih katliamı Adalar halkının tüm itirazlarına rağmen bugün son aşamasına geldi.
6 Mayıs 2015 tarihinde TOBB’a bağlı şirketlere ve MESA İnşaat’a ruhsat verilmesiyle birlikte Yassıada’ya vurulan ilk kepçeden bu yana milyonlarca canlı yokoldu. Kuş, balık, mercan, ağaç ve Adalar’ın doğal zenginliği maki bitki örtüsü içinde yaşayan canlılardan oluşan ekosistem silindi, Yassıada’ya dair anılarımız, hikayelerimiz, geçmişten bugüne gelen tarihi mirasımız siyaset ve inşaat rantı tarafından betona gömüldü. Geri dönüşü mümkün olmayan zararlar doğuracağı gerekçesiyle inşaat sürecinin hemen durdurulmasını talep eden ve mahkemelere sunulan bilirkişi raporları gözardı edildi. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve inşaat sürecini yürüten şirketler mahkeme kararlarını ve bilirkişi raporlarını etkisiz kılmak için sürekli plan değişiklikleri ve proje yenilemeleri yaptı, yürütmeyi durdurma kararları veren mahkeme heyetleri görevden alındı, “Biz yukarıdan izin aldık siz kime itiraz ediyorsanız edin” diyen şirket yetkilileri aldıkları emir ve izinlerle adım adım Yassıada’yı yoketmeye devam ettiler.
Yasal ve teknik açıdan usulsüzlük, yolsuzluk ve suç unsurlarıyla dolu inşaat ruhsatları ve turizm yetki belgelerine Adalar’ın yerel kurumlarının yaptığı itirazlar gözürdı edildi, suç duyuruları işleme koyulmadı, inşaat durdurma kararları uygulanmadı. Adalar halkının söz ve karar hakkı tümüyle devre dışı bırakıldı.
Gitmenin, kalmanın, ulaşmanın, konaklamanın iklim ve deniz şartları nedeniyle Adalılar için bile çok zor olduğu bir ada siyasal simge olması amacıyla kullanılması imkansız konaklama ve turizm tesisleriyle dnatıldı. “Menderes’lerin anısına Yassıada’yı Demokrasi Adası” yapıyoruz görüntüsü altında Mendereslerin anıları bile yok edildi. Yassıada 5 yıldızlı oteller, marinalar, lokantalar, pasta salonları, kafeteryalar, gece kulüpleri, kuaförler, sergi salonları, göstermelik konferans salonları ve otoparklar, yapay müze ve sergi salonlarıyla doldurulan bir beton adası haline geldi.
1.Derece Doğal Sit, Tarihi Sit ve 3. Derece Arkeolojik Sit Alanı olarak koruma altındaki ortaklığımıza siyasal ve ekonomik rant devşirmek amacıyla el konuldu. Kuşa, balığa, denize, ağaca, ormana ve insana karşı açılan savaşı bugün için kazanmış görünenler, şirketleri, ortakları, odaları, borsaları, müteahhitleriyle birlikte demokrasi tarihinden bir lekeyi silmek adına, İstanbul’un ve Adalar’ın tarihine, doğaya ve yaşama karşı daha büyük bir kara leke bıraktılar.
İstanbul ve Adalar halkı işlenen bu büyük doğa ve tarih katliamını ve sorumlularını unutmayacak, yenilerinin yaşanmasına izin vermemek için mücadele etmeye devam edecek…
ADALAR SAVUNMASI
26 Mayıs 2019
Yassıada süreci hakkında ayrıntılar:
Yassıada ve Sivriada: Planlama Bu Değil!
Suçlular ve Güçlüler: Bir Uzun Yassıada-Sivriada Hikayesi…